Moda, ilham, paletler

Moda ve Renkler

Toplumun sahip olduğu kültür ve değer yargılarından gelen zamansızlık olgusunun günden güne uğradığı değişim ile oluşan estetik normlara ya da oluşan normların dışına çıkan sembolik yaşam stiline moda denir. Moda, sonsuz bir döngü içerisinde yarattığı özgür düşünce tarzı sayesinde her dönemde farklı bir görüşe dayanabilir. Modasını kültüründen alan toplumlar olduğu gibi varolan kültürün dışına çıkan tarzlar da görmemiz mümkündür. Özgür davranış stillerine dayanarak şunu söyleyebiliriz ki, moda, toplumun yansımasıdır, moda toplumun kendini görüş biçimi, toplumun bir nevi aynasıdır.

Güncel olmak mı? Güncel kalmak mı?

Moda kelime anlamını Latinceden alan hemen, şimdi ve güncel anlamına gelen bir sözcüktür. Peki, moda daima güncel midir? Yoksa güncel olan mı modaya dönüşür? Modayı bir bakış açısı olarak ele alırsak bu konuda çokça fikir ile karşı karşıya kalabileceğimizi söylemek mümkün. Kendi fikrimi söyleyecek olursam, moda daima güncel kalandır, güncel kalan modaya dönüşebilir ya da moda güncel kalana evrilebilir. Yeni bir ürün modaya yön verebilirken, moda yeni bir ürünü hayata getirebilir. Yalnızca sürdürülebilir kalan başarıya ulaşır. İnsanların ve toplumun günden güne karşı karşıya kaldığı değişim gibi moda da sürdürülebilirlik sağlar ve günden güne değişir, adapte olur ya da belki de adapte eder. Tam da bu noktada sürdürülebilir kalmasını sağlayan şey, renklerdir.

Renkler, insanların kişiliklerine göre yani, renklerin kişilerde yarattığı duygu ve düşüncelere, anımsattığı imgelere, hissettirdiği anlara göre şekillenir. Renkler toplumun ve insanlığın kendini ifade biçimidir. Toplumsal olayları, dönemleri hatta tarihteki kişileri bile renklerle ifade etmemiz mümkündür. Yaşam standartlarımızın, yaşam kalitemizin dışa vurumu renklerden oluşur. Toplumun müziği, sanatı, felsefesi, dini hatta dili bile renkleri etkiler. Her renk farklı hisler uyandırırken, her duygu farklı renklere yöneltir bizi. Kimisi için aşkı simgeleyen renk, kimisi için acıyı tetikler fakat renklerin insanlar üzerinde yarattığı duygular benzerdir. Reklamcılık sektöründe de sıkça kullanılan renk faktörü, verilmek istenen mesajı karşı tarafa doğru iletmenin en etkili yollarından biridir. Kısacası, renkler iletişim biçimidir. Hayatımızın her alanında var olan renkler arasında devamlı bir seçim sürecindeyiz, belki farkına bile varmadan günde yüzlerce renk seçimi yaparız. Ruh halimizi, psikolojimizi hatta fiziksel özelliklerimizi bile renklerle dışa vururuz. Peki, insanlar üzerinde bu denli etkili olan yıllık renk trendlerinin belirlenme süreci nasıl olmaktadır?

İlham, öngörü, yaratıcılık

Modanın atar damarı diyebileceğimiz renk faktörü, her yıl yenilenir, güncellenir. Moda tasarımcıları tarafından 2 yıllık bir sürede tüketici davranışları belirlenirken tasarımcıların kendi çalışma politikalarına bağlı olarak ekipçe ya da bireysel şekilde araştırmalara devam edilir. Renk tahmini sürecinde atılan bazı adımlar sayesinde yılın renklerinin seçimi tasarımı başarıya ya da başarısızlığa sürükler. Bu noktada en önemli kısımlardan biri birikimdir. Bu birikim, uzun yıllara dayanan tüketim ve moda toplumunun günden güne değişen ve yenilenen kararlarından oluşan bilgi birikimidir. Moda yüzyıllardır var olmakla birlikte toplumun yapısına göre şekillenir, bu durumda analiz devreye girmektedir. Yüzyılların verdiği birikimin analizi ile insanların o dönemdeki duygu, düşünce ve yaşayış biçimleri ele alınır. O duygulara ve yaşam stillerine uygun renk paletleri oluşturulur. Bu süreçte en önemli kısımlardan biri ise toplumun değerlerini iyi yorumlayabilme ve sezinleyebilme yeteneğidir. Doğru yorumlanmamış bir sektörde doğru renk paleti seçimi pek mümkün değildir. Bu süreci kısaca tanımlayacak olursak, ilham, öngörü ve yaratıcılıktan oluşan bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Karar sürecinde tasarımcılar, toplumdan topladıkları bilgilerin yanında kendi profillerine en uygun renk paletlerini oluşturur ve tüketiciye sunar. Bu tasarımlarda kimi zaman rönesans döneminden esintiler, kimi zaman güçlü bir kadının sembolize edilişi, kimi zaman eski bir döneme yeni bir yorum, kimi zamansa yeni bir yaklaşım görürüz. Tüm konseptler toplumun ihtiyaç duyduğu hikayeler ya da hissettikleri duygulardan ilham alınarak geliştirilir. Doğru konsept ve renklerle oluşturulan yaratıcı bir kreasyonun başarısı kaçınılmazdır.